Gerçekten nedir bu işveren markası?

 

  • Stratejisini bir reklam ajansının belirleyeceği iç ve dış iletişim çalışmaları mı?
  • Sosyal medya ajansının yürüttüğü Facebook, Twitter, Instagram vb. paylaşımları mı?
  • Şirket içi etkinlikler mi? Dünya Kadınlar Gününde sabah tüm kadın çalışanlara karanfil dağıtmak, 23 Nisan haftası çalışanların çocuklarını şirkete davet etmek mi? Piknik, yılbaşı partisi düzenlemek mi?
  • İşe alım faaliyetleri ya da pazarlaması mıdır?

Yanıtı birlikte bulalım. Bunun için birkaç soru daha sorayım.

  • Ürününüzü sadece iletişim çalışmalarıyla marka haline getirebilir misiniz?
  • Ürün markanızı oluşturmak için tüm çalışmaları sosyal medya ya da kreatif ajansa mı bırakırsınız?
  • Ürününüzü tanıtmak için etkinlik yapmanız marka oluşturmanız için yeterli midir?
  • Ürünün niteliklerini, tasarımını, faydalarını (fonksiyonel ve duygusal) göz önünde bulundurmaz mısınız?
  • Sadece iletişim çalışması yaparak marka olacağınızı mı sanıyorsunuz?

Hepsine evet dediyseniz, üzgünüm, yanlış yoldasınız.

İşveren markası kavramı ilk çıktığından bu yana yaklaşık 20 yıl oldu. Son yıllarda bu kadar yanlış anlaşılan ve uygulanan az kavram vardır. Konu hakkında (uygulayan ve uygulatan) insanların kafası o kadar karışık ki bu işin uzmanı olduğunu söyleyen herkesten çare bekleniyor. Lakin şu an anlaşılan yanlış haliyle bile İşveren markası, İK profesyonellerine yeni bir bakış açısı kazandırdı. İK sistemlerinin dışına çıkıp pazarlama, strateji, iletişim konularına da odaklanmaya başladılar.

Evet, şu an yanlış anlaşılan hali bile oldukça büyük bir iş başardı ama bundan sonra artık gerçek halini almalıdır.

Marka işveren ne demektir?

Çalışılmak için ilk akla gelecek kadar çekici, kimsenin bırakıp gitmek istemeyeceği kadar bağlı kılan şirketlerdir. Prestijlidir. Çalışanına ve topluma saygılıdır. Tıpkı marka bir ürün gibi marka işveren de çok iyi bir vaatler paketi (çalışan değer önerisi) sunar. Bu paket fonksiyonel ve duygusal faydalardan oluşur. Çalışana yaşatılan deneyimler paketidir.

Erol Batislam’ın Start*eji kitabında bahsettiği Mevlana (düşüncen, sözün, davranışın bir olacak) marka teorisindeki gibi, şirketin vizyonu, iletişimi ve yaşattığı deneyim tutarlı olmalıdır.

Gerçekleri yansıtmayan iletişim (şu an yürütülen birçok projede olduğu gibi) sadece turn-over’ı arttırır, işe alım departmanlarını büyütür.

Marka işveren nasıl olunur?

İşveren markası projeleri yeniden yapılanma projeleridir. Sadece İK ya da iletişim departmanlarının yürütebileceği projeler değildir. Bu iki departman projeyi yürüten departmanlar olabilir ama tüm şirketin katılımı gereklidir. Projenin sürekliliğini tepe yönetimin katılımı belirler. Esasında tepe yönetim sürece katılmıyorsa bu projeye başlamanın bir manası da yoktur.

İşveren Markası projesinde öncelikle tüm İK süreçleri elden geçirilmeli, İK departmanı bu süreçleri neden ve nasıl yürütüyor anlaşılmalıdır. Bizim ilk baktığımız yerlerden biri işe alım birimidir.

İşe alım yapan kişilerin kıdemi; sektörü/şirketi/departmanları ne kadar tanıdığı; birimdeki herkesin aynı mesajı verip vermediği; mülakatta nasıl davrandıkları, neler sordukları; mülakat formları vb. gözden geçirilir. İş ilanlarındaki dil kontrol edilir. Departmanın tüm birimleri aynı detayda incelenir.

Sonrasında tüm departmanlarda şirket kültür, liderlik, iç ve dış iletişim kanalları gibi birçok konu (her birinin kendine has) yöntemler(iy)le derinlemesine analiz edilir.

İkinci adımda çalışanların bu süreçleri nasıl anladığı, nerede eksikler olduğu bulunmalıdır. Arzu edilen noktayla gerçek durum arasında farklar bulunur.

Üçüncü adımda yeniden yapılanma başlatılmalıdır. Şirketin vizyonu ve geleceğiyle mevcut durum arasındaki farkı kapatacak yeniden yapılanma projesi adım adım planlanmalıdır.

Dördüncü adımda kreatif süreç, iç ve dış iletişim başlatılmalıdır. Bu adım yeniden yapılanma süreciyle eşzamanlı yürütülür. Mevcut durumun iletişimi yapıldığı gibi planlanmış geleceğin mesajları da verilebilir.

Naçizane tavsiyem, ilk üç adımı gerçekleştirmeden doğrudan iletişim adımına geçen şirketler bütçelerini daha hayırlı işlere ayırsınlar. Şirket içindeki süreçlere dokunmadan sadece iletişimle marka işveren olunabileceğini iddia eden aracı kurumlara da itibar etmesinler.